© copyright M.U

Tüm yazılar bana aittir.. İlla da alıntı yapılacak olursa haber verilmelidir, zira çok uğraşırım kendileriyle(; HER HAKKIM SAKLI, GİZLİ, KORUMALIDIR. Bu böyle biline(:

21 Eki 2010

KIRMIZI TABUTLAR


Kırmızı tabutlar günüydü yine bugün.. ağlamaktan kan rengine bürünmüş gözler, ateşin düştüğü yeri yaktığı yerler günüydü..

Ağıtlar çığlıklar çırpınışlar günüydü fayda vermeyen…. biz nefes alalım diye nefeslerinden olan yiğitler günüydü…

Vedaların en zoruydu belki de zaten hasret çekerken sonu gelmez hasretin kucağına düşmek.. ölmezdi şehitler ama görünmezlerdi de.. ve hiç gerçekçi değildi evladını uğruna can verdiği toprağın altına gömmek zorunda kalan anaları teselli etmek…

Kimi daha yolun başında , kimi sonunda düştü toprağa bayrak rengi kanıyla… beraberinde nice umutlar nice hayaller toprak oldu geride bıraktıkları insanların kalp atışlarıyla.. belki ölmezdi şehitler ama bütün sevdikleri birer yaşayan ölü gibi kalırdı arkalarında.. belki eşlerini , belki doğmamış çocuklarını , belki analarını bıraktılar bizim bir nefesimiz uğruna.. soruyorum şimdi size.. binlerce şehit veren bir milletin evlatları olarak bir tek can verme hakkımız varken, şimdi onlar için biz de ölsek, hangisinin hakkını ödeyebilirdik tek bir canla???

Kırmızı tabutlar ve yüreği karalar bağlamış analar günü bugün.. gönül ister ki bu böyle yaşanan son gün olsun.. ama olmayacak biliyorum.. yine ciğerlerine soluduğu havaya nefes demekten utandığım ciğersizler daha böylesi çok cana kıyacak…

Ama ateş düştüğü yeri yakar sözünden nefret ediyorum.. benim canımı korumak uğruna canından olan yiğitlerin ateşi hepimize düşmeli…

TABİKİ “ŞEHİTLER ÖLMEZ VATAN BÖLÜNMEZ” DEMELİ…

DEMELİ AMA …

BU YETMEMELİ..!


21.07.2010__19:55__M.UÇAN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder