© copyright M.U

Tüm yazılar bana aittir.. İlla da alıntı yapılacak olursa haber verilmelidir, zira çok uğraşırım kendileriyle(; HER HAKKIM SAKLI, GİZLİ, KORUMALIDIR. Bu böyle biline(:

21 Eki 2010

Durdurun Dünyayı İnecek Vaaarr!


Keşke bazen bunu deme şansımız olabilse.. bu hayat ebedi hayata giden bir yol iken bazen dursa da insek.. sonra yine yeniden binsek.. neresinden dilersek işte tam da ordan devam etsek.. Varmı aranızda bazen bunu düşünmeyen..? Olsa da hiç fena olmaz hani demeyen?

Çok hayalciyim değil mi.. (: Bir oyunda bile son level’e kadar tek bir canla gitme şansınız olsaydı ne kadar risk alabilirdiniz ki.. ? Kaç kere bırakırdınız oyunu bir kenara.. Evet.. Gerçekçi olmak gerekirse bu son level’e kadar tek canla oynanan bi oyun ve daha katı kuralı oynamak için sadece bir şansınız olması..

Nedense küçüklüğümün mario’su geldi gözümün önüne (: hani şu dokunduğunuzda boyunuzu büyüten bi şans çıkıyor ya karşınıza.. kaçırınca koşa koşa geri dönüp onu kapıp devam ediyorsunuz yürümeye..

Şimdi geri dönsem.. arasam bulsam yetişsem… buraya gelene kadar geçen zamandan daha fazlasını mı heba etmiş olurum, en azından denesem… yoksa güler mi yüzüme talih, “hadi bir kez daha” desem…

Nerdeeee..! yıkamaya çalışırken musluğa çarpıp kırılan bardağım ben.. yada yanlışı silip doğruyu yazmaya çalışırken yırtılan kağıt..! Ne düşen parçalarım eskisi kadar bütün olur, ne de bastıra bastıra alnıma yazılan yazıların izleri kaybolur..! Hal böyleyken geri dönüp yitirdiklerini tekrar kazanmaya çalışmak da herhalde ahmaklık olur…

Böyle söylediğime de bakmayın.. Aslında ben biliyorum… Güneş nasıl doğuyorsa her sabah siz uyurken.. her akşam da batıyor gözünüzün içine baka baka yeniden… Yani demem o ki; biz hep, yanlış zamanlarda açıyoruz gözlerimizi ve bundandır ki bi türlü bırakmıyor karamsarlık peşimizi.. Her akşam battığını gördüğünüz güneşin doğuşuna kaç kereler şahit oldunuz ki iyimser olasınız değil mi.. Hep vedalara aşina gözlerimiz… Ve her defasında kavuşmalardan bihaber doğan güneşimiz.. !

Her batan güneşte dünyanın sonuymuş gibi akıllı akıllı “ah-vah” ederken, neden bi kere de doğduğuna sevinip deliye hergün bayram misali “oh be bugün de bayram” demedik.. ? Neden hep söyledikleri gibi “Akıllı olup dünya kahrı çekeceğimize, deli olup dünyaya kahır çektirmedik”? Üstelik akıllı olalım derken de başkalarına bolca dağıttığımız şu akli fikri, bi tek kendimize yetiremedik..?

Hayatı hep bitmemiş bir dönem ödevi gibi bıraktık, bi türlü tamamlayamadığımız.. Her yeni şeye başlarken geri de bir de “yarım” bıraktık ve elimizde hiç bir "tam"ımız olmadı.. Bitirdiklerimiz de yitirdiklerimizle eşdeğer oldu, anladık ki elde var koca bir “sıfır”ımız!

Yok arkadaş… Bi bak dön de arkana.. Yetmedi mi varken yokmuş gibi yaşadığımız? Herşeye bilmem kaç km uzaktan baktığımız, yıkıldığımız, darıldığımız, dizlerimize vurup ağıtlar yaktığımız? Hep başkalarını suçladığımız, kendi hayatlarımızın başrolünü başkalarına verip,kendi filmimizde figüran kaldığımız..? Her hedefi ıskaladığımız ve hatta hedefken bile küçücük kaldığımız için hep ıskalandığımız..?

Hiçbirimiz Mario değiliz.. Üstelik hayatta bastığımız hiçbir taşın altından da yeni bir can çıkmıyor.. Yeter kenarda köşede durduğumuz.. Hayat oyun değilken oyuncu olduğumuz… Bırakın gelsin yeni umutlar, yeni yollar, yeni yolculuklar… Yeter bu anlamsız bekleyiş… Daha yapacağımız çok şey var..!

Ya da,

Yapacak hiçbirşeyim olmasa bile,, inat değil mi ;

Durdurun dünyayı...

Binecek var..! (;


28.07.2010__02:50__M.UÇAN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder