© copyright M.U

Tüm yazılar bana aittir.. İlla da alıntı yapılacak olursa haber verilmelidir, zira çok uğraşırım kendileriyle(; HER HAKKIM SAKLI, GİZLİ, KORUMALIDIR. Bu böyle biline(:

30 Kas 2010

AH BİRİKTİRDİĞİMİZ HEVESLER…

“Ah biriktirdiğimiz hevesler…” dedi. Düşündüm de haklıydı bütün iç çekişlerinde.. Bir hevesle başladığımız her şey bir “ah”la son buluyordu çoğu zaman.. Daha küçücük bir çocukken, masumiyetin zirvesinde ne heveslerle giydiğimiz mavi önlükleri; “Ah şu okul bi bitseydi” cümlesiyle nasıl harcadıysak sonunda.. İşte öyle yitiriverdik bir ömür başladığımız her güzel şeyi.. Suç bizde miydi, yoksa hayat hep kaybetmek için mi kazandırdı bilemedim..

Zaman neye ilaçsa önce onu alır oldu elimizden.. Her şeyi bir çırpıda eskitir olduk. Daha yaşamadan yaşlanır olduk o da yetmezmiş gibi.. Sahi,, 80’inde 90’ında yüzü kırışan mıydı yaşlı olan, yoksa daha yirmisinde kalbi çiziklerle dolu olan mıydı? Eskilerin yüzleriydi pürüzlü olan şimdikilerin yürekleri belki de.. O yüzden şimdi her şeyi kalbimize benzetir olduk.. Birilerinin ; “Allah gönlüne göre versin.” dediği olmuştur muhtelif zamanlarda hepimize… Bu duanın karşılığı belki de bütün içinden çıkılmaz pürüzlü işlerimiz… Yine de merhameti olmasa Yaradan’ın, herkesin gönlüne göre verse her şeyi, “ah” la “vah” la da çıkamayız işin içinden…

Her şeye rağmen umudumuzu yitirmeyişimize şükür… Akmasa da damlayan mutluluklara, dönüp dolaşıp yine kapısına vardığımız Yaradan’a şükür…

Ya bunca iç çekişin, bunca yitip giden şeyin, bunca özleyişin bir tesellisi olmasaydı………?

01.12.2010___01:14___M.UÇAN

9 Kas 2010

BİR TEBESSÜM Kİ ÖMRE BEDEL...

İnsan en çok ve en önce, en çok sevdiği şeyi yıpratır.. Mesela en sevdiğiniz bardak en önce kırılır, en sevdiğiniz kitap düşmez elinizden,önce yıpranır.. Giye giye en sevdiğiniz kıyafetiniz eskir önce.. Ve çok severseniz insanları, kaderi değişmez onların da. Ama ne şans ki, ruhun kendini yenileme özelliği var. Çok acımasız olup kalıcı hasarlar bırakmadığınız sürece, acı kahvenin üzerine bir yudum su içer gibi bir tebessüm çözüverir her şeyi..

Yegane sevgiliniz, en kutsal varlığınız anneniz değil midir? Ve yine en cesur kavgalarınızı edebildiğiniz yegane insan.. Sevgisi ne kadar büyükse affının da o denli büyük olduğunu bildiğiniz…

Değil midir aşk ta da böyle..? Aşkınız ne kadar büyükse çığlıklarınız da o derece yırtıcı olmaz mı? Ya sevgiden kısılır sesiniz, fısıltılara dönüşür dilden düşen cümleler; ya da bağırmaktan yıpranmış sesiniz çıkmaz olur zorlasanız da.. Yani demem o ki; her renk olur da, gri olmaz gerçek duygular..

İşte bu yüzden, ip üstünde nezaketler, ha düştü ha düşecek maskeler görmektense, çok sevilmek kadar , bazen çok üzülmeye de razıyım.. Yeter ki gördüğüm yüzün gözü gönlü,özü sözü bir olsun.. Önce acı kahvesini içer, üstüne tebessümünü yudumlarım..!

10.11.2010___00:35___M.UÇAN 

DÜĞÜM

Sabrı öğrenmek için,susmak gerekirdi.. Anlatmak için bir derdi; bir dilden, bir sözden ziyade, efkara adanmış bir göz… Ve kırmak için bir gönlü; taştan, kayadan ziyade, buruk bir söz…

Lakin yetmezdi onarmaya bir çırak, bir kalfa ve bir usta birleşse; içim dışım yangından arta kalan köz.... ve sen her derdime yabancıyken, hadi gel de düğüm düğüm kalbimi çöz….!

04.11.2010___02:32___M.UÇAN